25 Şubat 2010 Perşembe

Zagreb

Havalanına indikten sonra herkesin pasaport kontrolünde işi bitmesine rağmen alışkın olduğum pasaport memurlarının absürd sorularına cevaplarım 25 dk sürdü. Pasaport memurlarının hepsinin bayan olması ve yaş ortalamasının 25 civarında olması her ne kadar güzel olsa da benimle ilgilenen 2 polis memurundan birine sizin sorularınız Slovakya’daki meslektaşlarınızdan daha anlamlı dememden sonra güldü ve pasaportuma damga vurdu. THY uçağı Zagreb’e 2 saat 30 dk sonra inecek olmasından ötürü havalimanında arkadaşımı beklemeye karar vermiştim. Havaalanında beklediğim süre içerisinde Slovenica Zagreb futbol takımının oyuncuları, Türkiye Zagreb Büyükelçisi ve THY Hırvatistan Müdürü ile tanışma fırsatım oldu. THY’nin 20 dk rötarlı olarak havalimanına inmesiyle pasaport kontrolünden en son çıkan yolcular arkadaşım ve büyükelçimizin misafiriydi.(Büyükelçi’nin misafirine sordukları sorulardan sonra en son sinirlenmesi ve sanki g.tü boklu ülkelerine iltica edeceğiz demesi ve kendisinin kırmızı pasaportu ve 5 yıldızlı otelde rezervasyonu olması da pasaport memurları için herhangi bir önem arz etmemişti. Ve son olarak arkadaşımında geçmesine izin verdikten sonra buluşmamız gerçekleşmiş oldu. İlk işlem olarak biraz para bozdurduk(1 Euro= ~7.25 Hırvat Kuna). Havaalından şehir merkezine bizdeki Havaş benzeri bir sistemle çalışan otobüsle 30 Kuna’ya gittik. Servisin son durağı Zagreb otobüs istasyonuydu(Glavni Kolodvor). Otogar’a gelir gelmez hemen ertesi gün gitmemiz gereken Split için otobüs biletimizi aldık(Split 398 km uzaklıkta öğrenci bilet fiyatı 140 Kuna + her parça bagaj için 7 Kuna). Ardından hostelimize ulaşmak için binmemiz gereken tramway’a bindikten sonra Trg bana Jelaèiæa şehrin merkezi bir nevi İstiklal caddesinin ortası gibi bir yere ulaştık. Ardından sora sora hostelimizi bulmaya çalışmamız ve ismini bilmediğimiz bir kızın çabaları ve özel ilgisi sayesinde bizi hostelimizin kapısına kadar götürmesi ile hostelimize vardık. Kaldığımız hostelde Leo bize yataklarımızı gösterip eşyalarımızı yerleştirdikten sonra çevreyi gezmek için dışarı çıktık (Not: Kaldığımız hostel’in adı Fulir Hostel’di gecelik 12€’ya 6 kişilik odada 2 kişi kaldık hostel gerek konum gerekse personelin ilgisi ve temizliğiyle gerçekten oldukça iyiydi diyebilirim.)



Zagreb sokaklarına kendimiz saat 16:00 sularında atmıştık. İlk göze çarpan şehirdeki kız popülasyonunun rakamlarla bilmesek bile bariz bir şekilde yoğunluğuydu. Daha önce Bratislava- Prag- Budapeşte ve Viyana’yı gezmiş biri olarak kızlarının güzelliği bakımından sıralamamda birinci olan Bratislava’nın yerine oturacak bir şehir olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Aynı şekilde insanlarının yardımseverliği, sıcaklığı ve İngilizce bilmeleri açısından diğer 4 şehirden üstün gibi duruyordu.



Şehirde gezerken gözümüze çarpan bir müze yazısı ile girdiğimiz sanat müzesinde gezintimiz yaklaşık 1- 1 buçuk saatimiz almıştı. Tam hadi çıkalım derken bir görevlinin bize ‘upstairs’ demesi ve sanki bizim oradan haberimiz olmadığını düşünmelerinden ötürü müzede çok zaman kaybettik diyebilirim. İşin ilginç yanı müzedeki eserlerin önünde herhangi bir İngilizce açıklamama olmaması Hırvatça açıklamaların bile yok denecek kadar az olmasıydı.



Müzeden çıkıp rastgele bir şekilde Zagreb’i dolaşmamız esnasında karnımızın açlığının da etkisiyle Doner yazan bir yere girip birer ekmek arası döner yememiz ile açlık sorunumuzu kısmen halletmiş olduk(Tavuk döner 150gr 22 Kuna).Şehirde dolaşmamızı yorgunluğumuzunda etkisiyle sonlandırıp hostele dönmeyi karar verdik ve geri dönüş rotamızdan emin olmak için yoldan geçen bir kızdan yardım istedik. Haritayı incelemesi sonucunda öncelikle bulunduğumuz yeri bize göstermesi ardından binmemiz gereken tramway numaralarını ve kaçıncı durakta ineceğimizi söylemesiyle söylediğini yapıp tramwayımıza bindik ve tekrar Trg bana Jelaèiæa meydanında indik.








Etrafta biraz dolaştıktan sonra şehrin en büyük katedrali olan Zagrebačka katedrala yı gördükten sonra içine girdik. Çok devasa bir yapı olmasına rağmen Prag’daki katedralden sonra o etkileyici devasa yapı bana çok da abartılı gelmemişti. İçeride belli bir süre kaldıktan sonra biraz daha dolaşıp hostelimize döndük. ve ertesi gün sabah 07:00’de otogarda olmamız ve benim önceki günden uykusuz olmamdan ötürü saat 21:00 gibi yattık.






Not: 8 gün daha sabredin... Zagreb'e geri döneceğiz:)))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder